Vakıfbank’ta güvenlik görevlileri isyan etti: Emekçilerin hakkını patronun istediği kadar savunan sendika! Düşük zam, tazminat, mobbing…

3 Eylül 2025

Halkbank ve Ziraat Bankası’nın 2017 yılında güvenlik emekçilerini yüzde yüz kadroya geçirmesinin ardından, Vakıfbank emekçileri de aynı hakkı talep etti. Ancak banka yönetiminin bu talebi reddetmesiyle Securitas ve Ekol Güvenlik çatısı altında çalışan güvenlik emekçileri taşeron statüsünde kalmaya devam etti.

İŞTİRAK FİRMA KURULARAK KADROYA GEÇİŞ ENGELLENDİ

Banka yönetimi, Vakıf Pazarlama adıyla bir iştirak firma kurarak PYS adında bir şirket oluşturdu. Güvenlik emekçilerini bu şirkete aktaran yönetim, böylece kadroya geçiş hakkını engellemiş oldu. Bu süreçte emekçiler almaları gereken tazminatları alamadı.

SENDİKA SEÇİMİNDE BASKI İDDİALARI

Emekçiler yapılanlara karşılık olarak sendikalı olmak için girişimde bulunduklarında ise yönetimin müdahale ettiği iddia edildi. Hak-İş’e bağlı ÖzGüven-Sen sendikası, emekçilerin çoğunluğunu üye yapmak üzereyken yönetimin çalışanlarına TÜRK-İŞ’e bağlı Güvenlik-İş sendikasına üye olmaları için baskı uyguladığı belirtildi.

Ayrıca TÜRK-İŞ sendikası ile imzalanan toplu sözleşmenin diğer bankalara kıyasla düşük seviyede kaldığı, geriye dönük 15 aylık ödeme yapılması gerekirken sadece 7 aylık ödeme yapılarak 8 aylık kayıp oluştuğu ifade ediliyor.

SENDİKA ÜYELİKLERİ ENGELLENDİ

Güvenlik emekçilerinin DİSK çatısı altında örgütlenme girişimlerinin de engellendiği iddia ediliyor. Üye sayısı yeterli seviyeye ulaştığında, banka yönetimi ve PYS’nin güvenlik, banka bünyesi altında iki ayrı sendika olamayacağı gerekçesiyle süreci durdurduğu belirtildi.

DAVA SÜREÇLERİ VE GERİ DÖNÜŞ SORUNU

DİSK’e üye olanların genel müdür tarafından işten çıkarma tehdidi dahil pek çok şekilde baskıya uğradığı ayrıca bazı çalışanların şehirlerarası sürgün edildiği, işten çıkarılanların da olduğu öğrenildi. Sosyal medyada bu baskılar nedeni ile hakkını arayan çalışanların fişlendiği ve bir kısmının işten çıkarıldığı da paylaşıldı.

İŞTEN ÇIKARILAN EMEKÇİNİN İFADELERİ

Cumhuriyet’e konuşan işten çıkarılan emekçilerden biri yaşadıklarını şöyle anlattı:

Bana ‘Gitmek zorundasın, gitmezsen tutanak tutar ve seni tazminatsız işten çıkarırız’ dediler. Eşim 5-6 aylık hamileydi, durumu anlattım. Taşınmam gerekeceğini, biraz süre vermelerini istedim. Ancak ‘Birkaç ay sonra yine tayinin çıkabilir’ cevabını aldım.

PSİKOLOJİK BASKI İDDİALARI

Bir başka emekçi ise üç yıl boyunca büyük baskılara maruz kaldıklarını belirterek, “Düşün Psikoloji adıyla telefon ve tabletler üzerinden ‘Karşı cinse ilgi duyuyor musunuz?’ tarzı soruların sorulduğu anketler uygulandı. Özellikle istedikleri sendikaya üye olmayanlara yapıyorlardı” dedi.

‘YÜZ KIZARTICI SUÇ’ GEREKÇESİYLE İŞTEN ÇIKARMALAR

Emekçiler, taşeron statüsünde oldukları için kırtasiye yardımı, promosyon, kreş yardımı, performans primi ve sağlık sigortası gibi haklardan mahrum kaldıklarını belirtiyor. Benzer süre çalışan kadrolu emekçilere verilen 5-6 maaşlık ikramiye yerine yalnızca 2 maaşlık ikramiye alınabildiği ifade ediliyor.

İşten ayrılmak isteyen emekçilere baskı uygulandığı, tazminat hakları verilmeden “yüz kızartıcı suç” gerekçesiyle işten çıkarılmakla tehdit edildikleri iddia ediliyor.

İşe iade davası açan emekçiler uzun süre mücadele etmelerine ve davayı kazanmalarına rağmen işlerine geri dönemediler. İşten ayrılmak isteyen emekçilere tazminat hakları verilmeden tehdit uygulandığı, basına ve halka bilgi sızdırmamaları için de baskı yapıldığı belirtiliyor.